10 Ekim 2008 Cuma

Zoboomafoo


Zoboomafoo yapımcılığını Kratt kardeşlerin yaptığı bir çok sevimli hayvan hakkında bilgi alıp aynı zamanda iyi vakit geçirebileceğiniz belgesel tadında bir program. Televizyon dizilerinde, haberlerde bu kadar şiddetin yer aldığı şu günlerde izlemekten gerçekten keyif aldığım bir program. Eğlenceli. Bir lemur olan zabu,martin ve chris ile birlikte programı sunuyor. Oyun hamurlarından yapılmış bir dünya olan zabuland’de zabu zaman zaman konuyla ilgili olarak o gün yaşadıklarını anlatıyor. Bir gün yine zabuland’de sıçradım sıçradım sıçradım diyerek başlıyor ve sonra ekrana komik diğer arkadaşları geliyor. En çok da sensit’i ve kardeşlerini seviyorum.

Martin ve Chris ise örneğin o gün konu hızlı ve yavaş giden hayvanlarsa onlar gibi hareket etmeye çalışıyorlar. Programı sunarken aynı zamanda eğleniyorlar. Çok doğallar. Daha önceden de bildiğim bu programı şu sıralar gece yarısına doğru yumurcak tv’de izleyebiliyorum. Haberlerdeki ve filmlerdeki şiddete maruz kalmaktansa huzur veren,içimi ısıtan,sevimli hayvanları izlemeyi tercih ediyorum.Size de tavsiye ederim.

Bir Deniz Kaplumbağası Evlat Edinin!


Deniz kaplumbağaları, kıyılarda ağla yapılan balıkçılık,uygunsuz ışıklandırma,yumurtlama alanlarına şemsiye dikilmesi vb.davranışlar sebebiyle hem yumurtlama döneminde hem de sonrasında zarar görüyorlar. Deniz kaplumbağalarını korumak ve nesillerinin tükenmesine engel olmak için sizde bir deniz kaplumbağası evlat edinin kampanyasına katılabilirsiniz.Detaylı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.

Caretta carettalar


Anamur, sevimli deniz kaplumbağaları olan caretta carettaların Türkiye’de bulunan 21 üreme alanından biri. Çevreciler ise caretta carettaların yuvalarını korumak için büyük çaba sarf ediyor. Köpek ve çakalların zarar vermesini engellemek için yuvaların etrafını tel kafesle çeviren çevreciler yuvaların başında 24 saat nöbet tutuyor. Çevrecilerin başarılı çalışmaları sonucu geçen sene 1040 olan yuva sayısının bu sene 2000’e ulaşması bekleniyormuş. Ağustos ayındayız da caretta caretta bahane Anamur şahane deyip gönüllü olarak nöbet tutmaya bizde mi gitsek acaba?

Çevreci Yerleşim


Çöplerimizi ayrıştırarak,ağaç dikerek,organik gıdalar tüketerek,tema vakfına üye olarak çevreci bir birey olabiliriz. Ama ya yaşam alanlarımız? Aslında onların da çevreci olanlarını tercih edebiliriz. Bir site, bir ev, bir yaşam alanı nasıl çevreci olur bilmek istiyorsanız İsveç ve Stockholm’den örnek veren bu yazımı okumanızı öneririm.

Çöplerimiz ve Doğaya Karışma Süreleri


Çöpe attığımız bir pet şişe 5000 yılda,pet şişeye göre daha sağlıklı olduğunu düşündüğümüz cam şişe 400 yılda ve basit bir sakız 2 yılda doğaya karışıyor. Alışveriş tutkumuzu dizginleyemediğimiz ve çöplerimizi geri dönüştürme yoluna gitmediğimiz sürece doğaya ve kendimize zarar vermeye devam edeceğiz. 1 litre sıvı yağ lavaboya döküldüğünde 1 milyon litre su kirleniyor. Yapılması gerekenler belli. Daha duyarlı olmalıyız. Çöplerimizi geri dönüşüm için ayrıştırmalı ve dünyamızın daha uzun yıllar yaşanabilir bir yer olarak kalması için çabalamalıyız.Konuyla ilgili detaylı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.

Amik Ovasındaki Okaliptus Ağaçları


Ağaçların faydalarını hepimiz biliyoruz. Belki sizde benim gibi onları evinide çekirdekten yetiştirmeye bile çalışıyorsunuz. Amik ovasında ise enteresan bir durum söz konusu.1970’li yıllarda Amik ovasına,amik gölünü ve çevresindeki bataklığı kurutmak üzere 400 bin okaliptus ağacı dikilmiş.Bu ağaçlar ekiliş amaçlarını yerine getirmişler.Nasıl mı? Şöyle ki yetişkin bir okaliptus ağacı 250 ton su tüketiyor. Seneler sonra şimdi ise bölgede kuraklık baş göstermeye başlamış. Şimdi uzmanlar bu ağaçların sökülerek buraya iklime daha uygun ağaçların dikilmesi gerektiğini söylüyorlarmış. Bence doğanın dengesini bozmakta insanın üstüne yok. Bu şey gibi sen kutuplardan kutup ayısını Antalya’ya getir hayvan güneş görsün diye, sonrasında yok bu hayvan bu iklime adapte olamadı sıcaktan fenalık geçiriyor en iyisi biz bunun tüylerini kırkalım de. Aynen bunun gibi.Tabi siz örnekleri çoğaltabilirsiniz.400 bin ağaç bu dile kolay.Bari bu ağaçları yaşamlarını devam ettirebilecekleri bir yere ekseler.Sadece kendilerini düşünüyorlar.Ağaçları düşünen yok. Konu ile ilgili detaylı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.

Orkinos Avcılığı


Uluslar arası çevre örgütü Greenpeace insanların kendi çıkarları uğruna çevreye verdikleri zararların karşısında durmaya devam ediyor. Greenpeace son eylemlerinden birini Pasifik okyanusunda üreme zamanı olmasına rağmen orkinos balıklarını avlayan İspanyol bandıralı bir gemiye karşı gerçekleştirdi. Bir defasında 3000 ton orkinos yakalama kapasitesine sahip bu geminin önünü kesen Greenpeace üyeleri haklı eylemlerine rağmen bu sefer başarılı olamadılar. Balıkların üreme zamanında avlanan balıkçıları kınıyorum. Ve doğaya zarar verenleri engellemek için yapılan eylemleri destekliyorum. Konu ile ilgili detaylı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.

Şırnak'ta Çevre Kirliliği



Şırnak’ta 8 yıldır faaliyette bulunan termik santral halkın sağlığını bozuyor. Santralin doğaya verdiği zarar TUBİTAK tarafından belgelenmiş bulunuyor. Çevreye zehir saçan bu santralin faaliyete geçmesinden bu yana bölgede, tıpta nadir görülen bazı hastalıklara rastlanmaya başlamış.Konuyla ilgili detaylı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.Umarım bu santralin elektrik sağlarken çevreye zarar vermesi engellenir. Elektrik günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası. Ancak yaşadığımız yer yaşanmaz hale gelir biz sağlığımızdan olursak evimizde bizi aydınlatacak elektriğin olması yada başka ülkelere elektrik sağlayarak gelir elde etmemiz ne kadar önemli olur. Önce yaşadığımız çevrenin sağlıklı,güvenli,yaşanabilecek standartlara sahip olması sonra elektrik.Üstelik elektrik elde etmenin termik santralden başka yolu yok mu? Dağda Tepede bol bol rüzgar esiyor. Rüzgar değirmenleriyle rüzgardan elektrik elde edilsin. Dünyanın durumu iyiye değil kötüye gidiyor. Bunu yavaşlatmak da bizim elimizde. Enerji elde etmek için yapılan yatırımlar çevreye duyarlı olmalı.Yoksa halkın sağlığı bozulmaya devam edecek,ülkemiz yaşanılmaz bir yer haline gelecektir.Lütfen duyarlı olalım.

Organik Çay


Karadeniz de Beş yıl önce organik gübre kullanarak organik çay üretmeye başlayan, Trabzon’daki Ormanseven beldesi sakinleri böylece kazançlarını arttırmayı başardılar. Ve organik çay üretimini arttırmayı hedefliyorlar. Umarım üretimi arttırırlar ve bizde uygun fiyatla hem sağlıklı hem lezzetli olan Karadeniz çaylarından içmeye başlarız.