30 Temmuz 2008 Çarşamba

Sas Komandoları



Her tür doğa koşulunda hayatta kalma tekniklerini öğrenmek istiyorsanız bu kitap tam size göre. Barınak yapımı, ilk yardım,ateş yakma,su kaynaklarına erişim,yiyecek bulma,haberleşme,yön bulma ve ekipman konusunda detaylı bilgilere yer veren bu kitap ilk elden kazanılmış deneyimlere dayanarak hazırlanmış.Sas komandolarının hayatta kalma teknikleri ve eğitimi üzerine hazırlanmış olan bu kitabın doğa ve macera severlerin ilgisini çekeceğini düşünüyorum.Ben de bir tane var. Zevkle okuyacağım. Unutmayın bilgi güç demektir güçse pek çok şey.



Organik İpod



Daha önceki yazılarımda hormonlu, katkı maddeli yiyeceklerin zararından, organik sebze ve meyveleri tercih etmemiz gerektiğinden ya da organik kozmetik ürünlerinden bahsetmiştim. Peki her şeyin organiği oluyor da ipod’un organiği olmaz mı? İpod’un başı kel mi? Bu sorunun cevabına buradan ulaşabilirsiniz.

29 Temmuz 2008 Salı

Sarıkeçili Yörükleri



Sarıkeçili Yörüklerinin hayatını kendi ağızlarından dinlemek ister misiniz? Benim çok hoşuma gitti. Fatih Pınarın yaptığı bu foto-röportajın ilginizi çekeceğini düşünüyorum. Son derece, doğal, samimi ve özgürler. Sarıkeçililer yardımlaşma ve dayanışma derneğinin sitesine ise buradan ulaşabilirsiniz.



Organik Tarım



Kuşadası’nda geniş topraklara sahip bir ailenin üyesi olan Gürsel Tonbul,10 yıl önce daha kimsenin organik tarım hakkında bilgisi yokken bu işe nasıl başladığını anlatıyor. Bu konuyla ilgilenenlere faydalı olacağını düşünüyorum. Özellikle şu diyalog çok hoşuma gitti: “Örneğin, yaprak bitlerine karşı arap sabunuyla ağaçları yıkayın talimatı verdiğimde, adamlarım - Bütün Davutlar Ovası’nı bize güldürüyorsun Abla, ağaçlar köpür köpür köpürüyor, Davutlar bize gülüyor- diye itiraz ettiler. Ben de onlara - Siz işinizi doğru yapın, son gülen biz olacağız- dedim.”
Gerçekten son gülen Gürsel Tonbul hanım olmuş. Kendisinin azmini ve duyarlılığını takdir ediyor kendisine sevgilerimi gönderiyorum.

Pandayı Emziren Kedi



Hollanda’da bulunan Artis hayvanat bahçesinde alışılmışın dışında bir anne bebek ilişkisi yaşanıyor. Evet anneler bebeklerini emzirirler. Ama burada anne sevimli ve şevkatli bir tekir kedi iken bebek annesi tarafından terkedilmiş kırmızı bir panda yavrusu. Ne diyelim emziren memnun emzirilen memnun. Umarım hayvan dostlarımızın birbirlerine gösterdiği bu sevgi ve merhamet insanlara da örnek olur.

Müzikli Yastık



Çoğunuz uyumak üzereyken müzik dinlemekten hoşlanıyorsunuzdur eminim.Ama genellikle kulağınızı rahatsız eden kulaklıklar,yatakta istediğiniz yöne rahatça dönememek müzik keyfinizi bozuyordur.Sound pillow isimli ürün sizi bu sorundan kurtarabilir.Hem yatağınızda televizyonu yada sizi rahatlatan bir meditasyon cd’sini yada en sevdiğiniz şarkıyı dinleyerek uykuya dalabilir hem de kimseyi rahatsız etmezsiniz.Bu özel yastığın içine gizlenen minik hoparlörler sayesinde artık uykuya dalmadan müzik dinlemek daha keyifli. Fiyatı 59.95$.Aslında çok karmaşık bir ürün değil bence.Belki iki küçük hoparlör satın alarak biz bile evde yapabiliriz.Ancak benim çekindiğim yaydığı radyasyonun bize zarar verebilecek olması.Çünkü biliyorsunuz bütün elektronik cihazlar radyasyon yayıyor.

Bu Ne Vahşet!





Dün akşam yumurcak tv’de bir program izledim.Çocuklar için hayvanları tanıtan bir programdı.Yunusları balinaları anlatıyordu. Araştırmacı yazar olan bir kadın, açıldığı tekneyle balinaların yunusların resimlerini çekiyor,aynı zamanda turist gruplarını da yunusların bulunduğu bölgeye onlarla beraber yüzmek için götürüyordu. Bu sevimli hayvanlara olan sevginin artması ve korunmaları için çabalıyordu. Programda yunusların kendi iletişim dilleri olduğundan, bir anne yunusun yavrusuna nasıl avlanmayı öğrettiğinden bahsediliyordu. Bu arada teknelerle yarışan, kuyrukları vasıtasıyla suyun üstünde durup insanlara hoşça kal diyen yunuslar gösteriliyordu. Bir anne ve yavru yunusun birbirlerine olan sevgi gösterilerini görmeliydiniz. Bu sevimli ve akıllı memeli canlılar, biliyorsunuz engelli çocukların tedavisinede de yardımcı oluyorlar. Çok cana yakın olduklarını zaman zaman insanların hayatlarını kurtardıklarını bile duymuşsunuzdur. İzlediğim bu programı da oyuncak sevimli bir fare sunuyordu. Neyse her şey çok güzeldi, sevimli yunuslar,deniz manzarası,yunusların sıçrayışları ve sevgi gösterileri derken program bitti.Kanallar arasında gezinmeye başladım.Liberty tv fr‘yi izliyordum.Kanalda Fransızca konuşuluyordu.Anlamasam da manzaralar çok güzeldi.Zenci bir kabile kanolarla yüzüyorlardı.Zaman zaman yeşillikler gösteriliyordu. Su çok berrak ve cam göbeği mavisiydi. Yerli kabilenin denizde yarış yapar gibi bir halleri vardı. Her kano da ayrı renkte bir bayrak vardı.Ben de bakıp ne güzel doğayla baş başa huzur içinde yaşıyorlar dedim.Teknolojiden uzaklar,bizim sahip olduğumuz pek çok şeyden yoksunlar ama bak ne kadar eğleniyorlar mutlular dedim kendi kendime. Kanolarıyla karşı kıyıya yakın bir yere vardıklarında bir tanesinin kanonun ortasına oturarak suyun içinde ellerini birbirine vurduğunu gördüm. Sanırım iki elinde de tahtaya benzer bir şey vardı. Ve ses çıkarıyordu. Sonrasında dikkatli bakınca sadece onun değil hepsinin aynı hareketi yaptığını gördüm. Birden bir yunus sürüsü belirdi. Suya bir dalıp bir çıkıyorlardı. Sonra bu vahşi yerliler kanolarından inerek yunusları yakaladılar ve beşer onar kanolarına çıkardılar. Olamaz dedim, benim yarış sandığım şey aslında bir av partisine doğru yola çıkışmış. Karşı kıyıya vardıklarında kanolarına aldıkları yunusları bir bir kıyıya serdiler. Biraz dinlendiler ve sonrasında kocaman bıçaklarıyla gelerek zavallı yunusların kafalarını gövdelerinden ayırdılar.Her yer kan içindeydi.Sahil şeridi kandan kıpkırmızı olmuştu. Bazıları yunusları kocaman bıçaklarıyla parçalamaya devam ederken bazı çocuk ve büyükler kandan kıpkırmızı olmuş suyun içinde yüzüyorlardı. Gözlerime inanamadım. Sanki koskoca okyanusta yiyecek başka balık kalmadı, ki yunuslar memeli canlılar ve son derece zeki ve insancıllardır. Bu vahşet görüntülerine daha fazla dayanamadım ve kanalı değiştirdim.Benim için ilginç bir tesadüf oldu doğrusu.Öncesinde yunusların ne kadar sevimli, akıllı, cana yakın olduklarını anlatan bir program, arkasındansa koca bir yunus sürüsünün katledildiği böyle bir vahşet. İnsanların ne kadar acımasız olabileceklerine bir kez daha şahit oldum. Ülkemizde ise 1380 sayılı su ürünleri yasasına göre yunus avcılığı yasaklanmıştır. Ancak Akdeniz ve Karadenizde mersin, kalkan ve kılıç balığı avcılığında kullanılan ağlar fok balığı ve yunusların hayatlarını tehdit etmektedir.Buradan balıkçılara sesleniyorum:lütfen çoluğumuza çocuğumuza ekmek götüreceğiz diye bu masum,sevimli ve akıllı hayvanların canına kıymayın.Ne deniz ne toprak ne de gökyüzü sadece bize ait değil.Yaşarken diğer canlılarında yaşam hakkına saygı göstermeliyiz. Hayatta kalmaya çalışırken böyle nesli tükenmekte olan hayvanların hayatlarını ellerinden almayalım. Torunlarınızın yunus ve fok balıklarını sadece ansiklopedilerdeki resimlerden görerek tanımalarını istemiyorsanız vicdanınızın sesine kulak verin ve balık avlarken bu canlılara zarar vermemeye özen gösterin. Unutmayın ki doğanın dengesini bozmak bindiğin dalı kesmektir ve önce size zarar verecektir.





27 Temmuz 2008 Pazar

Saklı Vadi





Saklı Vadi, Avustralya’nın güneş enerjisiyle çalışan plajının ismi.Plajın işletim hakkını 1986 yılında devralan bugünkü sahipleri ilk olarak kumsala gelenlerin enerji ihtiyaçları için güneş panelleri kurdular.Tüm ampulleri enerji tasarrufu sağlayanlar ile değiştirdiler.geceleri elektrikli aletleri prizden çekiyorlar ve artan yiyecekleri kompostlama yöntemiyle doğada yok ediyorlar.Tesisteki alüminyum tenekeler ve kağıtlar geri dönüştürülüyor. Gelen turistlere ise korunması gereken türler,çevre dostu olmak,yenilenebilir enerji kaynakları gibi konularda bilgi veriliyor.yapımında yerel kütük kullanılan,çelik konstrüksiyona yer verilmeyen Saklı Vadi tesisleri, böylece karbon emisyonunu sıfıra indirerek 2007’de hem En iyi Otel hem de Turizmde gelişmeler” ödülünü aldı.

Detarjanların Zararları



Kullandığımız temizlik malzemeleri de sağlığımızı tehdit ederek cildimizde veya gözlerimizde tahrişe sebep olabiliyor ya da solunum yolu rahatsızlıklarına yakalanmamıza sebep olabiliyor. Peki deterjan alırken nelere dikkat etmeliyiz? Temizlik yaparken sağlığımızı nasıl koruyabiliriz? Bu soruların cevabı burada yer alıyor.

Organik güzellik mümkün mü?



Güzelleşelim derken sağlığımızdan olmayalım! Buradaki videodan organik saç bakım ve boya ürünleri,organik cilt bakım ve makyaj malzemeleri ile ilgili detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.

Çevreci Ünlüler



Ünlülerin çevre ile ilgili görüşlerini, merak ediyorsanız buradaki videolardan bu konuda neler söylediklerini izleyebilirsiniz.

Cevap Makinası: Sensör



Bu ilginç antenlere sahip cihazın sağa sola yada ileri geri sallanarak sorularınıza cevap verdiği iddia ediliyor. Gelecekle ilgili sorulara cevap verebileceği düşünülmediği sürece eğlenceli bir oyuncak olabilir bence.Merak edenler buraya bakabilir.

Auranızın Fotoğrafı



Auranızın nasıl göründüğünü merak ediyor musunnuz? O zaman renk center’da kirlian fotoğrafçılığı tekniğiyle auranızın resmini çektirebilir ve yorum analizini alabilirsiniz. Detaylı bilgiler burada olup iletişim bilgileri buradadır.

İnteraktif Aura Fotoğrafı



Bu siteden interaktif olarak evinizde auranızın fotoğrafını çekmek için gerekli olan set hakkında bilgi alabilirsiniz. Set içinde bir bio sensör bulunuyor.Elinizi onun üzerine koyuyorsunuz gerekli bilgileri böyle alıyormuş birde kamera var.Böylece ekranda auranzın renklerini görebiliyor isterseniz cd’ye yazdırabiliyor veya resminizle birlikte detaylı bir analizini yazıcıdan alabiliyorsunuz.

Ayıyı Kurtaran Adam



Yiyecek aramak için şehre inen ayıyı uyuşturucu iğne ile vurmuşlardı. Bayılmak üzereyken suya düşen ayı boğulmak üzereydi. Ve Florida Balık ve Vahşi Yaşamı Koruma Komisyonu’nda çalışan biolojist Adam Warwick suya atlayarak ayıyı boğulmaktan kurtardı. Bu haberde ayının hayatını tehlikeye atan insanlara kızmakla birlikte bir hayvan sever olan bay warwick’in ayıyı kurtarması beni sevindirdi. Zavallı ayı, kendi silahlarından çıkan uyuşturucu iğne sebebiyle bayılarak suya düştüğünde ve baygın olduğundan boğulma tehlikesi geçirirken diğerlerinin ne yapıyordu acaba? Bay warwick suya atlamasaydı ne olacaktı İnsanların kendi sebep oldukları bir hata yüzünden bir hayvanın ölümüne sebep olmalarını ve bunu telafi etmek için hiçbir şey yapmamalarını anlayamazdım gerçekten.Neyse ki sevgili ayımız yaşıyor.

26 Temmuz 2008 Cumartesi

Kazdağlarında Doğa Turizmi



Doğayla baş başa,yeşillikler içinde göl kenarında bir tatile ne dersiniz? Kazdağlarındaki Hızır kamp alanı, istediğiniz tüm bu özellikleri taşıyor. Teknolojiden ve şehrin gürültüsünden uzak bir tatil geçirmek huzur bulmak istiyorsanız doğru yerdesiniz.



Hızır kampı, Hızır bey ve eşi müslüme hanım işletiyor.Konaklamak için ağaç evleri,taş evleri yada çadırları tercih edebilirsiniz. Nefis bir köy kahvaltısıyla güne başlıyorsunuz.Sonra isterseniz yeşilliklerle çevrili gölün buz gibi sularına kendinizi bırakabilirsiniz.İsterseniz kampın dışına doğru bir yürüyüşe çıkabilir yada yoga ve meditasyon programlarına katılabilirsiniz.karnınızı acıktıran bol oksijenli bir yürüyüşten sonra Müslüme hanımın pişirdiği geleneksel,lezzetli ve sağlıklı yemekleri iştahla yiyeceğinizden eminim.



Kampta su kaynağına kurulmuş değirmenden yaklaşık 10 kw elektrik elde ediliyor ve herkese yetiyor.Akşamları kamp ateşinin çevresinde enstrümantal müzik eşliğinde güzel geçen gününüzü sonlandırabilir ve huzur,mutluluk dolu bir uykuya dalabilirsiniz.Eminim günlerin nasıl geçtiğini anlayamayacaksınız.Kazdağlarında yer alan bu kamp alanı ile ilgili videoyu buradan izleyebilirsiniz. Buradan da konaklama,ulaşım ve etkinlikler ile ilgili bilgilere ulaşabilirsiniz.




Böyle ülkemizin akciğerleri olma özelliği taşıyan,bin bir çeşit çiçek ve canlı barındıran kazdağlarımızın altın arama şirketleri ve onlara izin verenler tarafından yok edilmesine izin vermeyelim.Kazdağlarının eteklerinden geçerken o gerçek ballardan,lezzetli zeytinlerden, zeytin yağlarından yeniden tadabilmek için, huzur ve mutluluk veren doğasında yeniden tatil yapabilmek için, oradaki eşsiz bitkilerin,hayvanların yok olmaması için,dünyamız,ülkemiz,kendimiz ve gelecekteki çocuklarımız ve torunlarımız için kazdağlarımızın yok edilmesine izin vermeyelim,dağımıza taşımıza,kurdumuza,kuşumuza sahip çıkalım.

























Naylon Torbalar



Neredeyse herkes alışveriş yaptıktan sonra aldıklarını eve götürmek için naylon torba kullanıyor. Türkiye’de yılda 5 milyon ton naylon poşet üretiliyor. Eve getirdiğimiz naylon torbaları daha sonra çöp torbası olarak kullanıyoruz. Yani evimizde geçirdikleri zaman sanırım bir haftayı geçmiyordur. Ve bir naylon poşetin yok olması 400 ila 1000 arasında bir zaman alıyor. Kullandığımız her naylon torba ile çevreye zarar veriyoruz. Peki ne yapmak lazım.Alışverişe giderken yanımızda file yada bezden yapılmış torba götürebiliriz.Elinizde böyle bezden yapılmış bir torba yoksa bile bunu eski tişörtlerinizi kesip dikerek yapabilirsiniz.
Naylon torbaların üretimlerini ve ancak 1000 yılda yok olacak çöp yığınlarına nasıl dönüştüklerini bu videodan izleyebilirsiniz.


25 Temmuz 2008 Cuma

Organik giysiler



Sadece yediklerimizim içinde bulunan katkı maddeleri,hormonlar,zirai ilaç kalıntıları vücudumuza zarar vermiyor.Giydiklerimize de dikkat etmeliyiz.Üstümüzdekiler ister beyaz ister renkli olsun beyaz yada renkli hale getirilmek için kimyasal maddelere maruz kalıyorlar.Ayrıca içeriğinde naylon ve polyester bulunan kıyafetlerde oldukça sağlıksız. Alerjiden kansere kadar çeşitli hastalıklara yakalanmamıza sebep olabilecek bu tehlikelerden ne kadar haberdarız? Peki kendimizi ve sevdiklerimizi bu tehlikelerden korumak için neler yapmalıyız. Öncelikle bilinçli tüketiciler olmalı ve aldığımız giysilerin etiketlerine bakarak üretimlerinde yüzde kaç oranında pamuk, yüzde kaç oranında sentetik madde ve diğer maddelerin kullanıldığını tespit etmeliyiz. Sentetik kumaşlardan olabildiğince uzak durmalıyız. Mümkün olduğunca organik giysileri tercih etmeliyiz.giysilerimizi kuru temizlemeye vermek yerine düşük ısılarda yıkayarak temizlemeliyiz.